25 Aralık 2015 Cuma

TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE MİLLİYETÇİLİK HAKKINDA

Bu yazı yazılırken;

Ülkemizin içinde bulunduğu terörle mücadele ortamı,milliyetçilerin arasında gelişen gerginlikler,sınır ülkelerimizde yaşanan büyük ölçekli çatışmalar,Avrupa Birliği ve ABD'nin bu çatışmalarda hem kendi çıkarlarını gözetme,pay alma hem de dünya medyasına nasıl karıncanın belini incitmiyoruz pozları ve bu işi nasıl ülkemizden uzakta üzerimize pislik sıçratmadan ''tenha'' bir yerlerde görebiliriz çabaları devam ediyordu.

Tecavüzler,tecavüzün kendisi başlı başına bir iğrençlikken bir de ''vahşi tecavüzler'' kurbanların kesilen uzuvları,hiç bir pişmanlık emaresi göstermeyen karanlık,kirli,arsız yüzler yerli yerindeydi.

Birbirine güvensiz insanlar,birbirinin her hareketinden mana çıkarıp birbirini öldürmeye hevesli kaygılı,saldırgan,amaçsız insanlar da bir yere gitmemişlerdi.

Ülkesinden savaş nedeniyle gitmek zorunda kalmış,ülkemize sığınmış ancak ülkemizin onlara kontrollü,sınırları ve kuralları belli yaşam alanları oluşturmaması sebebiyle ülkenin dört bir yanına dağılmış içlerinde gerçekten savaştan kaçan ihtiyaç sahibi masumlar olduğu gibi teröristi,yan kesicisi,gaspçısı ve her türlü gayrı meşru işle uğraşanın olduğu milyonları aşkın bir kalabalık...

Onlar da yerli yerindeydi...

Yazıyı yazmaya devam etmeye çalıştık


İslamın öz mesajı olduğu sıkça dillendirilen birbirinizi seviniz,ahlaklı olunuz ve Allah'a şükrediniz mesajını ve bu mesajın getirilerini yaymak yerine sürekli cinsellik ve para konulu fetvalar verilmesi,ya da peygamberin sakalının yıkanıp suyunun paketlenmesi işlemleri de devam ediyordu.

İnsanların birbirlerini dinlerine,giyimlerine yaşam tarzlarına göre düşman edinmeleri ise had safhaya çıkmıştı.

Bir çok vatandaş bilmediği yerlerde taksiye bile binmek istemiyordu erkekler yolu bilmiyoruz dolandırılmayalım diye kadınlar taciz,tecavüz korkusundan.

Elbette tüm taksici ve ekmeğini ulaşımdan kazanan gerçek onurlu emekçilerden ve tüm vatandaşlardan bahsetmiyoruz genellemek hatalı olur ama dedik ya ''bir çok vatandaş'' kaygı içerisindeydi...

Aynı şekilde bir çok vatandaş ''dünyanın en modern'' ulaşım aracı Metrobüse'de binmek istemiyordu.

Binmesi ayrı dert,kavgası ayrı dert,tacizcisi ayrı dert.

Bunlardan yakınan vatandaşlara hemen bir vatandaşımız sesini yükseltiyordu;

Bunlar dünyanın her yerinde olan şeyler!

Doğru taciz,kavga vs dünyanın bir çok yerinde var ama o toplumlar bizim kadar AHLAK kavramını ALLAH KORKUSU kavramını DİĞER DİNLERİ YAŞAYANLARIN VE DİĞER COĞRAFYALARDA YAŞAYANLARIN NE KADAR AHLAKSIZ VE BİTMİŞ OLDUĞU PROPAGANDASINI yapmıyorlar en azından diye düşünüyordu başka bir vatandaş...
Zaten metrobüs hızlı bir ulaşım aracıydı en azından böyle fikirsel tartışmalar yaşanmıyordu!


Sadece metrobüste de değil neredeyse hiç bir yerde derin fikirsel tartışmalar yaşanmıyordu.

Herkes bir şeyci olmakla suçlanmaktan korkuyordu.Başına bir şey gelse hangi mahkemelerde yargılanılacaktı zaten!

BAY BAŞKAN'ın mahkemelerinde yargılanmak mı?Herkeste bir Allah düşürmesin temennisi.

Bunun için oturup tv başına senin yerine tartışan adamları seyredip yemek içmek çok daha güvenli geliyordu zihinlere.

Yemek içmek denilince de ülkede artık inanılmaz kaliteli ürünler vardı 30 liraya 40 liraya çikolatalar görülüyordu büyük marketlerde genellikle sadece görülüyordu zaten ama olsun 90 larda görülemiyordu bile mesela.

Rakının çeşidi,içkinin çeşidi de çok artmıştı,tabi onlarda içilemiyordu fiyatlarından dolayı ama bu hükümetimizin pardon düzeltelim BAY BAŞKAN'ın insanları günaha sokmama politikasıydı zaten!

Bu rakı içenlerin organize suç örgütü olarak kabul edilmesini sağlamalı BAY BAŞKAN!
Kendilerinin içtiği yetmezmiş gibi FESTİvali'ni de kutluyorlar bir süredir.Ancak FESTİvali'nin pardon normal valinin izni çıkmamış bu sene vatandaş da şalgam kebaplısını yapalım demiş bu sefer pompalı tüfekli kahramanlar çıkıp püskürtmeye çalışmışlar bu GÜNAH GECESİ'ni!

Sonrasında ilginçtir bu kahramanların da rakılı,viskili pozları çıkmış ama tahmin ediyoruz içinde alkol olmayan ürünlerdir...






Modern giyime küfredip her modern giyinen karşı cinsi göz radarına alanlar gibi.

Bu toprakların bir çok noktasında hızla semiren o kahrolası iki yüzlülük gibi.

Her şey devam ediyordu.

Peki bu başlıkta geçen ve bizim sıkça anlattığımız Milliyetçilik kelimesinin manası hakikaten nedir?

Ya da bu vatansever milliyetçi blog adresinin hazırlanmasının nedeni?

Yani biz yukarda anlattığımız tabloya aşığız ve bu tablonun büyüyerek devam etmesini mi istiyoruz Milliyetçiler olarak?

Milliyetçilik sadece geçmişi övmek ve devleti kutsamaktan ibaret kısır ve büyümeyen kendi toprağına hapsolmuş bir saksı çiçeği midir?


(Yazımızın bundan sonraki kısmı kendini vatansever ve milliyetçi olarak tanımlayan tüm samimi yurttaşlar ve kurumlar adına onlarında gönlünden geçen cümleler olduğu düşünülerek tüm halkımıza hitaben yazılmıştır)

Biz Vatansever Milliyetçiler bu karanlığın baştan sona yırtılmasını isteyen belki de hayali kendinden kudretli insanlarız!


Bizim Türk algılayışımızda yukarıda anlatılan köhneliğin esamesi yok.

Biz yeniden bir dirilişin peşindeyiz.

Devletsel,sosyal,kültürel öze bağlı ancak çağdaş bir hayalimiz var.


Bir çoğumuz iyi eğitimliyiz,eğitimini yarıda bırakmış olanlarımız ya da yüksek eğitim almamış olanlarımız kendilerini kitaplarla eğitmiş yüksek ruhi noktalara erişmişlerdir.


Bu ülkedeki tüm sapkınlıklarla,hırsızlıklarla,bölücülüklerle gönül mücadelesi olan bu mücadeleyi büyüterek yaşamak ve sahada bu işi ortadan kaldırmak isteyen insanlarız.

Biz Alparslan Türkeş'le Ebulfez Elçibey'in el ele tutuştuğunda ortaya çıkan ruhun vücut bulmuş halleriyiz.


Eğitim politikalarımız var,kültür politikalarımız var,bu ülke üzerine bu ülke için düşüncelerimiz var.

Sanata ve bilime çağdaş ilkeler ışığında yaklaşıyoruz.

İnsanların inançları,giyimleri,yaşam tarzları ve tercihleri bizim için bir arada yaşamaya engel değil aksine tüm farklı inanışlar en huzurlu ve destek alarak bizim fikriyatımızın çağında yaşayacak bundan eminiz.

Çünkü şimdiki hükümet,Cumhurbaşkanı ve bir çok muktedir görüş gibi başkalarının fikirlerinden korkmuyoruz.

Biz bu toprakların kaderini tayinde en doğru ve ilerici fikir olduğumuz düşüncesindeyiz ancak aksi tüm fikirleri yok etmek gibi bir kaygımız yok.


Tartışmadan,fikirleri çarpıştırmaktan kaçmak gibi bir kompleksimiz yok.

Biz Türküz bizim kadınlarımız bizle aynı değerdedir,balalarımız büyürken bizim omuzlarımızda gezer tekmelerimizin altında değil.


Sizler bizleri dönem dönem gördünüz ama pek tanımadınız.


Sizler genelde Milliyetçi Türkmüş gibi yapanları tanıdınız yeri geldi hamasetlerine güvenip yüzde 49 la iktidara getirdiniz.

Türk yurdunda Türk'ü dışlayanları baş tacı ettiniz ancak artık bazı şeyler değişecek.



Siz bu değişimi oturup izlerseniz değil tabi siz de bu değişime ortak olursanız değişecek.

Ne yapacağınızı kara kara düşünmeniz bile kafi aslında çocuğunuza,karınıza ya da çevrenize davranışlarınızda kim olduğunuzu hatırlamamız.

Bir arkadaş sohbetinde tam ''KİM OLSA ÇALAR ABİ'' derken binlerce yıllık tarihinizi hatırlayarak cümlenizin yönünü değiştirmeniz.

Türklüğünüzü sadece şehitlerimiz olduğunda değil de gözlerinizi diktiğiniz kadının bundan rahatsız olabileceğini farkettiğinizde de hatırlamanız.



Peki siz bunları yaparken ülke ve ülkenin gelişimi değişecek mi?

Burada mevcut milliyetçi,vatansever stklara derneklere büyük görev düşmekte toplumsal bir yenilik ve gelişim hareketi yayılmak zorunda.

Bu yayılmada sizler bireysel olarak öze dönüş çağa yükseliş tavrını hissetiğinizde,bu kadim halkın hem öz evladı hem öz hamisi pozisyonunda olan

MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ yenileyici ve lider pozisyonuna doğal olarak geçmiş olacaktır.

Bu ülkede Türklüğün moda tabirle amiral gemisi halkının yanında ve dinamik unsurlarıyla yeni bir döneme merhaba demenin kutlu halini yaşayacaktır.

Kadrolarıyla,kurumlarıyla toptan bir yenilik harekatı ve dinamik olan fikri mücadeleyi bir adım öteye taşıma fikrinin oturmasıyla ülke için yeni bir çağ başlayacaktır.


Hareketin Başbuğ'u Alparslan Türkeş ve önde gelen dava adamları nasıl ki anlatımları ve sözleriyle hareketi statik ve durağan değil dinamik ve gelişken bir şekilde günümüze taşıdılarsa bugünkü vatansever milliyetçiler de hareketi aynı düsturla geleceğe taşıyacaklardır.

Bu da sulh,barış ve kardeşlik içerisinde olmak zorundadır.


Zamanın bunu bize mecbur kıldığı bir çağdayız.

AZİZ TÜRK MİLLETİ BİLMELİDİR Kİ


Milliyetçiler her koldan ve yönden halkı ile kucaklaşmaya ve halkını en kaliteli bir hayat koşullarında yaşatmak için mücadeleye hazırdır.

Eğitim ve öğretimdeki düzenlemelerle,devlet ya da özel sektörde çalışacak tüm işçilerin alacağı ücret düzenlemeleriyle ve vergilerin şahısların lükslerine değil gerçekten halkın sağlık,sosyal güvenlik ve yaşam standardını yükseltmek için çalışacakları politikalarla düzenlenecek olmasına hazırdırlar.

Siz değerli halkımızın da MİLLİYETÇİ TÜRKİYE çalışmalarına destek olması bu çalışmanın bir parçası olmanız ile ülkemiz çok güzel günler görecektir.

Yazının üst kısmında hayalperestiz demiştik lakin bu gerçekleri görmeye engel değil elbette büyük ve belirsiz gözüken bir terör sorunu var.

Ancak bu sorun Milliyetçi Türkiye projesinde net,kesin tedbirlerle a'dan z'ye önlem ve müdahaleler ile ortadan kaldırılacaktır.

Hükümetin 13 yılda semirttiği Bölücü,İslamcı ve diğer tüm çetelerin kökü sert önlemlerle kazınacaktır.


Gerek sosyal alanda,gerek akademik alanda,gerek terör fonlarının yok edilmesi alanında tüm birimleriyle gerçekten çalışacak olanların dönemi Milliyetçilerin dönemi olacaktır.

Uluslararası camiada yerle yeksan olmuş itibar için çalışmalar yapılacak sadece bu topraklarda değil dünyanın her yerindeki Türk toplulukları ile ortak bir iletişim ağı oluşturulacaktır.

Genç,dinamik ve çalışkan kadrolar ile ülkenin üzerine bir kara bulut gibi  çökmüş bu karanlık günleri dağıtmak için tüm Milliyetçiler hazırdır.

Bir Türk evladı olarak senin yerin de bu kutlu davanın içinde yer almaktır.

Akp döneminin karanlık ve saçmalık dolu tavırlarının ülkemizi getirdiği bu zorlu ve bunaltıcı dönem yüzünden kimliğini,neleri başarabileceğini unutma!

Elbette yazımızı uzatmamak ve bunu bir seçim tanıtım yazısı haline getirmemek adına daha ayrıntılara girmiyoruz.


İlk tanıtım yazımızda belirttiğimiz üzere MHP'nin resmi yayın organı değiliz tamamen bağımsız olarak ülkemizin terör ve benzeri olumsuzluklardan kurtulup sosyal hayat,bilim ve sanat çalışmalarında ileri gitmesi halkımızın hak ettiği şekilde yaşamasını isteyen bir düşünce platformuyuz.

Bu yolun en makul seçeneği de MHP çatısı altında yürüye durmak ve fikriyatı en değerli noktalara ulaştırmak için çaba göstermektir bu yüzden bu çalışmaları yürütüyoruz.


Sizlere bu yazıda önerdiğimiz Milliyetçi duruş ve yaşam şekli de sizin bireysel olarak üstünüze düşen görevlerdir.

DEĞİŞİM EŞİNİZE VE ÇOCUKLARINIZA ŞİDDET UYGULAMAYI BIRAKIP AİLECE ÜLKESEL KAYGILARI DÜŞÜNMEKLE VE AİLECE BİR TÜRK'E YAKIŞIR ŞEKİLDE YAŞAMAKLA BAŞLAR

MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ'NİN KUTLU İKTİDARI İLE YARILANIR 

MİLLİYETÇİ ÇAĞDAŞ VE GÜÇLÜ TÜRKİYE İLE SONSUZLAŞIR..

BU ÜLKEDE BİR ÇOK KİŞİ İŞ YAPMAKLA DEĞİL BAŞKALARININ YAPTIKLARIYLA DALGA GEÇMEKLE VAKİT GEÇİRİR,ONLARA KESİNLİKLE KULAK VERMEDEN İNANDIĞINIZ YOLDA YÜRÜYÜN.

HERKESİN SENİ KİM SANDIĞI DEĞİL ÖZÜNDE KİM OLDUĞUN ÖNEMLİDİR.

Saygılarımızla

www.mhpyianlamak.blogspot.com