17 Aralık 2014 Çarşamba

1-TÜRK SİYASETİNİN BÜYÜK YALANI:MHP AKP'NİN KOLTUK DEĞNEĞİDİR!

Başlıkta yer alan bakış açısından ve vizyondan habersiz kişilerin ortaya attığı ve büyük bir buluşçasına sık sık söyledikleri kıymeti harbiyesi olmayan bir söz.

Ancak bu konu ile ilgili açıklama yapmamız gerekir ki bu vizyonsuz açıklamalar ile oluşabilecek zihin karışıklıklarının önüne geçelim.

Adalet ve Kalkınma Partisi kuruluş gününden itibaren milliyetçilerin,vatanseverlerin büyük bir dikkat ve mesafe ile yaklaştığı bir partidir.

Gerek siyasi kulislerde konuşulanlar gerekse parti kurucusu Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı görüşmeler,çizdiği yol haritası oluşumun ne yönde ilerleyeceğinin bir vesikası gibi kendini belli etmekteydi.

Ülkesini seven fikir adamları ve siyasetçiler bu konuda halkı uyarırken sadece rantları gereği siyaset yapanlar ve az da olsa samimiyetle Akp'nin kendi ideolojisine yakın olduğuna inanan kesim hiç tereddüt etmeden yönünü Akp'ye çevirdi.

Siyasi Partiler de insanlar gibidir sağlıklı yaşamak için bağırsaklarını temiz tutmaları gerekir.

Ne büyük bir şanstır ki Akp kurulmuş Milliyetçi Hareket Partisi bu vesileyle bağırsaklarını temizleme fırsatı bulmuştur.

Akp'nin kuruluş gününden bu yana neredeyse her siyasi görüş bir şekilde Akp ile gönül bağı kurmayı başarmıştır.
Küçük bir örneklendirme yapmak gerekirse;


-Kürtçü siyaset izleyenlerin önemli bir bölümü Akp'nin global çalışmaları ve anlaşmaları vesilesiyle kendi çıkarları doğrultusunda kazanımlar elde edecekleri için Akp ile bol bol flört etmekte sakınca görmemişlerdir.

-Bazı sol görüşlü partiler ve sosyalistlerin bir bölümü ülkede Atatürkçü anlayıştan kalma askeri ve bürokratik bir baskı olduğu inançları ve ülkenin ''özgür'' yarınlara ulaşabilmesi için tek fırsatın demokratik Akp hükümeti olduğunu ve bazı konularda ayrışmalar yaşasalar dahi gerçek bir ortak paydada buluşulabileceğini sıklıkla deklare etmişlerdir.


-Liberal hareketlerin önemli bir bölümü ticari hayatımızın ve itibarımızın arttığını gündelik hayatta yaşanılan özgürlüğün kalitesinin görülebilir düzeyde olduğunu düşündüklerini ifade etmişler ve bu yüzden Akp'ye yakın durmakta bir beis görmemişlerdir.

-Demokrat görünümlü stklar ve vakıflar demokrasinin yolunun geçtiği yolun Akp ve onun atılımları olduğu kanaatiyle Akp saflarında yer almışlardır.

-Dini cemaatlerin önemli bir bölümü ve bir çok kanaat önderi iktidara ''Müslüman'' bir parti geldiği inancıyla aynı kaptan yemek yemekten büyük bir haz duyduklarını ifade etmişlerdir.


Örneğini oldukça kısa tuttuğumuz bu liste böyle uzar gider kendi ideolojisi ve yaklaşımı dışına çıkmayan nadir grup ve siyasi partilerin en istikrarlısı Milliyetçi Hareket Partisi'dir.

Burada şöyle bir soru devreye giriyor peki mecliste ortak alınan kararlarda Mhp'nin destek verdiği konular.

Milliyetçi Hareket Partisi siyasi anlayışı gereği hükümetlerden önce millet ve devletini düşünmektedir destek verdiği alanların tamamında milli çıkarlar düşüncesiyle hareket etmiştir.

Tarafsız bir gözle incelendiği vakit görülmektedir ki Milliyetçi Hareket verdiği kararların hiçbirinde kişisel menfaat gözetmemiş aksine gerektiği yerde elini taşın altına koymaktan imtina etmemiştir.



Konuyu çok fazla spesifikleştirip anlam karmaşası yaratmadan özetlemek gerekirse Milliyetçi Hareket sadece milletinin,devletinin ve evrensel değerlerin ele alındığı konularda desteğini vermiş,desteğini verirken bir çok düşünce temsilcisi gibi yandaş bir tavır içerisine girmemiş mesafe ve duruşunda herhangi bir değişiklik olmamıştır.


Vatansever seçmenin siyasetle ilgili temel bağı menfaat ve çeşitli çıkar ilişkileri değil sadece ülkesinin hak ettiği yere gelmesidir.

Daha sonraki yazılarda da belirteceğimiz Cumhurbaşkanlığı Çatı Aday Projesi ve benzeri projelerde de görülebileceği gibi Milliyetçi Hareket vatanın çıkarlarının hizmetkarlığı gibi bir gerçekliği gurur madalyası olarak taşımıştır.

Bunun dışında diğer bir bakış açısından yaklaşmamız gerekirse çıkarları ve göz boyama doğrultusunda ülke değerleriyle ilgili Milliyetçi Hareketten söylemler çalan Akp Mhp'nin gönülden bağlı olduğu temiz ilkeleri rantlarına alet etmiş bu vesileyle en büyük zararı yine Milliyetçi Hareket görmüştür.

Yapısı ve karakteri gereği mağdurluğu değil mücadeleciliği seçmiş olan Milliyetçi Hareket
Akp döneminde en çok zarar gören yapıların başında gelmesine rağmen bunu dile getirmekten beis duymuştur.

Parti karakterine uymayan isimleri,kesimleri ivedilikle ihraç etmekten çekinmeyen bunun siyaset arenasında kendisini oy kaybettirecek olsa bile bu fedadan kendini mahrum etmeyen Milliyetçi Hareket kendilerine madden ve manen en büyük zararı veren günümüz hükümetine karşı her daim mumteni duruşunu sergilemiştir.

Bu kanıt ve delillerle ortadadır,aksini idda etmek mantık çerçevesi dışında hareket etmek demektir.

Esenlikler dileriz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder