1 Kasım erken seçimleri Akp'nin yüzde
49 luk zaferiyle sonuçlandı...
Yandaş basın,yandaş araştırma
şirketleri,orta seviye Akp yöneticileri,bir çok Akp milletvekili
ve vatandaşın olmasını hiç beklemediği bir sonuç gerçekleşti.
En yalaka kurmaylar bile bu kadar
yüksekten atamıyorken sonuçların bu şekilde gerçekleşmesinin
seçmenin doğal yönelimi olduğunu düşünmüyoruz elbette.
Seçime bir müdahale olduğu açık.
Her ne kadar seçime bir müdahale olsa
dahi yine de seçmenin büyük bölümünün yine Akp dediğini inkar
edemeyiz.
Farazi olarak rakamlarla konuşmak pek
uygun olmaz,bu yüzden yüzde kaç oy oynama olmuştur bilemeyiz
ancak ne müdahale yapılırsa yapılsın Akp'nin birinci parti
olduğu Mhp'nin ise büyük miktarda oy kaybettiği çok açık bir
gerçeklik.
Yine de partiler avukatlarıyle ve
teknik ekipleriyle bu işin üzerine gidip bir sonuç ortaya
çıkarmadan yazacağımız,söyleyeceğimiz her şey ancak komplo
teorisi değeri görecektir.
Biz kendi gündemimize gelelim.
Bu platformda ilk günden beri yazılan
yazılarda her kesimden insanın okurken zorlanmayacağı arı ve
sade bir dil kullanmaya mümkün olduğunca terimsel ve teknik
kavramlarla konuşmamaya çalıştık.Bunun yanı sıra yazılarımızı
mümkün olduğunca kısa tutmaya ve okuyucumuzu sıkmamaya özen
gösterdik,bilemiyoruz bu 2 konuda başarı elde edebildik mi ancak
fikriyatımız bu idi.
Bu yazılar kaleme alınırken
Milliyetçi Hareketi hareketten olmayanlara,siyasetle yeni ilgilenen
gençlere,harekete negatif gözle bakanlara ve elbette hareketin
içinden olanlara kendi meşrebimizce kendi düşüncelerimizi
anlatmak istedik.
Bu yazımızda da Mhp'nin bu büyük oy
kaybından sonra neler yapabileceği hakkında fikirlerimizi
belirteceğiz.
İlk olarak en önemli ve büyük konu
ile başlayalım;
MHP LİDER DEĞİŞİKLİĞİNE GİTMELİ
MİDİR?
Uzun zamandır seçmen arasında
tartışılan bu konu seçimden sonra tekrar gündeme geldi.
Kimi milliyetçi,Devlet Bahçeli'nin
gitmesi,kimi ise kalması düşüncesinde.
Her iki güruhtan da sivri sesler
çıkmakta.
ve görüşler sivrildikçe
vatansever,milliyetçi habitatın dengesinde bozulmalar
gözükmektedir.
Seçim sonuçları bu durumdayken
hareketin içsel olarak birbirinden bu kadar uzaklaşması tehlikeli
bir parlamayı işaret eder.
Milliyetçi hareket bu parlamalardan çok
çekmiş,iç karışıklıklar yüzünden çok zarar görmüş büyük
küslükler yaşamış bir davadır.
Önceliklerimizden biri bu küslüklerin
bir daha yüksek boyutlarda yaşanmamasını sağlamak olmalı.
Peki Dr.Devlet Bahçeli gerçekten bir
koltuk değişikliğine gitmeli midir?
Eğip bükmeden,kırılıp dökülmeden
bunun net bir cevabını vermek gerekirse ;
Evet Dr.Devlet Bahçeli Milliyetçi
Hareket Partisi Genel Başkanlığı görevinden ayrılmalıdır.
Ancak bu görev bırakmada
unutulmayacak gerçekler vardır.
Genel Başkan Dr.Devlet Bahçeli;
Hırsız değildir
Katil değildir
Vatan haini değildir
aksine
Bu ülkenin gördüğü en temiz en
içten siyasi liderlerdendir.
Ancak gerek MHP'nin iç siyasi
mekanizmasının toparlanması ve yenilenmesi gereği gerekse Türk
Siyasetinin gelişiminde karşımıza çıkan yeni tablonun doğurduğu vesilenin sonucu MHP yenilenmiş bir yönetim kadrosu ve Genel
Başkan ile hayatına devam ederek güç kazanacaktır kanaatindeyiz.
Dr.Devlet Bahçeli yıllarca emek
harcadığı ve bir çok yönden pozitif kalkınmalar yarattığı bu
hareketi yeni bir lider imajına teslim etmelidir.
Harekete yeni bir vizyon,yeni bir bakış
açısı,yeni topluluklar kazandırmak için bu elzemdir.
Peki bu uygulamada nasıl olabilir?
Bizim zihnimizde ve tavsiyemizde
kendisi artık Türk Dünyası Siyasi ve Sosyal Hareketlerinin
onursal başkanı olarak sınırları sadece ülkemiz içerisinde
kalmayan bir Türk coğrafyasının ağabeyi konumunda Türk Davası
mücadelesinin ağabeyliğine devam etmelidir.
Siyasi deneyimleri,eğitimi,yetiştiği
aile,içinde bulunduğu sosyal konum ile bu makama layıktır.
Kendisi Türk dünyasının sorunlarını
ve elbette Türkiye Cumhuriyeti'nde gelişen sorunları ele alacak
bir kadronun başında yıllardır onu andığımız TÜRKMEN BEYİ
sıfatıyla göreve gelmelidir.
Bunun vakıflaşma ve dernekleşme
işlemleri hem hali hazırda bulunan stklarla ve vakıflarla
görüşülerek hem de Türk dünyasının önde gelen isimleriyle
bir araya gelip bir konsensüs oluşturularak kurulmalı ve TÜRKMEN
BEYİ tecrübelerini burada hem gerekli makamlarla hem de tüm
kamuoyu ile paylaşmalıdır.
Mhp'nin yeni genel başkanlık
sürecindeki en akil yol budur.
Aksi halde zaten birbirine
küsmüş,küsmese de gönül koymuş yığınlar varken bu yığınları
büyütmek
dava ve fikriyata zarar verir.
Peki her şey tüm bu dediğimiz gibi
gerçekleşse ve Devlet Bey Türk Dünyası'nın Türkmen Beyi olarak
bir fikri makama geçse;
Asıl sualimiz olan MHP genel
başkanlığı seçimi nasıl gerçekleşecek?
Bu çok hassas bir konu bir çok
kişinin endişesi yeterince demokratik seçimler olabilecek mi?
Belirli kesimler tarafından büyük
kurultay belirli bir şekilde sonlandırılmaya mı zorlanılacak?
Bizim bu konudaki fikrimiz kurultaylar
ve tanıtımlar silsilesinden gerçekleşen bir seçim dönemi.
Merhum dava adamı Ali Metin
Tokdemir'in şu önemli sözü ile meramımızı anlatmaya
başlayalım.
"Ülkücülük
Bazen Evinin Bir Köşesine Çekilip; Lekesiz, Onurlu Bir Şekilde
Yaşamaktır"
Gerek 80 öncesi ülkücü harekete katılmış neferlerin,harekete
emek harcamış ağabeylerin,ablaların
bulunduğu gerek yeni nesil ülkücü milliyetçi ve vatanseverlerin
bulunduğu bir çok kurultay,toplantı ve sohbetler düzenlenmeli.
Bu hareketin Liderliğine aday olmak isteyen tüm isimler bu
toplantılarda kendilerini ifade etmelidirler.
Bu hem parti içi bir demokrasi tavrınının hem de ülkemize karşı
partinin ne kadar sağ duyulu bir şekilde davrandığının kanıtı
olacaktır.
Bu toplantılar karışıklık ve kopukluk olmaması açısından bir
rutine bağlanarak gerçekleşmeli;
-Kuruluştan bu yana aktif görev içerisinde olan MHP VE ÜLKÜ
OCAKLARI üyeleri,yetkilileri
-Kuruluştan ve mücadeleden sonra evine çekilmiş ancak gönül
bağını bozmadan yaşatmış dava üyeleri
-Milliyetçi,Türkçü,Vatansever dernekler yöneticileri ve üyeleri
-Her kesimden kendini davaya yakın hisseden gençler,öğrenciler
-Eğitim hayatında kendini ifade eden profesörler,öğretim
üyeleri,öğretmenler ve kamu çalışanları
-Milliyetçi camiadan olan tüm meslek sahipleri,iş
adamları,gazeteciler vs
ve kendini bu toplantılarda görmek isteyen ve ''samimi duygular
içerisinde'' olduğuna ikna olunan herkes bu toplantılarda yer
almalıdır.
Bu toplantılar neticesinde partiye başkan olmak isteyen adayların
anlatımları olabileceği gibi,toplantıya katılanların da
harekete nasıl katkıda bulunabileceği başta olmak üzere bir çok
konu gündeme gelebilir.
Tabi tüm bu yazdıklarımız işin idealize edilmiş kısmı...
Toplantıları düzenleyecek ekibin birilerinin adamı olması
ihtimali hadisesi,toplantılarda gerçekleşebilecek olaylar,toplantı
öncesi ve sonrası adaylara ya da katılımcı güruha yapılabilecek
dayatmalar vs vs vs.
Bunlar Türk siyasi hayatında çok sık gözüken gerçeklikler.
Ancak unutulmamalıdır ki temiz bir yenilenme süreci içerisinden
geçilmediği takdirde boşluğa sürüklenmekten başka bir yol
kalmaz.
Gerçek bir sel geldiği zaman sadece suyun kıyısında olanları
değil,ne var ne yoksa suya katar götürür kalan yalnızca enkaz
olur.
Bu sebeple hareketin her kesimi tarafından saygı gören isimlerin
bu yeni yönteme ağabeylik ve uygulayıcılık edip başlatması ve
yeni süreçte Milliyetçilerin artık yeni bir lidere ve bu liderle
başlayacak değişim ve gelişim sürecine başlaması elzemdir.
Türk vatanseverleri,milliyetçileri,ülkücüleri bu değişimin
ayak seslerini yüreklerinde duymalıdırlar.
Genel başkanlık değişimi sonrası asıl büyük çalışmalar
başlamalı
-Mhp'nin yeniden algılanmasının formülleri
-Vatansever medyanın güçlendirilmesi ve geliştirilmesi
çalışmaları
-Vatansever sanat ve sanatçıların organize ve doğru bir şekilde
çalışmalar yapmasına destek olunması sanatın parti içinde
sadece ideolojik açıdan ele alınmasından kurtulup evrensel bir
çalışma haline gelmesinin sağlanması.
-Vatansever fakat dini konularda farklı düşünen farklı inançlara
sahip seçmenin fikriyat altında buluşmasının gönül yolunun açılması
-Vatansever ve islamı nitelikli yaşayan tasavvufi ve barışçıl
vatanseverlerin çatıya çağrısı
-Stklar konusunda yeni çalışmalar
-Sosyal medya,tanıtım ve diğer çalışmaların
arttırılması,eksiklerin giderilmesi
-Hareket içerisinde bulunan ya da gönül vermiş profesyonel meslek
erbablarının uzmanlık alanlarından faydalanılmasının yolunun
açılması.
-Kadın kollarının güçlendirilmesi,daha fazla aktifleştirilmesi için çalışmalar
-Uluslararası siyasetin daha yoğun gözlemleneceği parti içi gruplar kurulması bunun yanı sıra ulus içi sosyolojik gözlem çalışmalarına ağırlık verilmesi
gibi daha bir çok önemli ve değerli konu bulunmaktadır.
Artık birbirimize kenetlenerek bu mesele çözülmelidir.
Saygı ve Sevgilerimizle.
iletişim. mhpyianlamak@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder